Marina Alaçatı’daki mekânı, barın ritmiyle masanın sakinliği arasında gezinen bir görsel dille aktarmayı hedefledik. Hikâye, gün batımının yumuşak ışıltısına yaslanıyor. Kokteylin süzgeçten akan ince parlak çizgisiyle denizin durağan yüzeyi aynı karede buluşuyor.

Bar bölümünde zanaati öne çıkardık. Süzgeçten süzülen likör çizgisi, parlatılmış shaker’lar ve sıcak amber tonlarındaki bokeh, davetkâr bir karakter yarattı. Bu sahnelerde Fabrice’i marina bağlamında konumlandırarak mekânı öne çıkardık ve kimliği yerine sabitledik.

Masa sekanslarında iştah ve rahatlık odaktaydı. Şık peynir ve şarküteri tahtası, hafif bir kadeh tokuşturma ve cam üzerinde oluşan yansımalar zarif bir akış kurdu. Su kenarında çekilen bu kareler mekânın varış hissini güçlendirdi. Şömine yanında ise samimi ve rafine bir kış atmosferiyle hikâyeyi sonlandırdık.