Voger

Alaçatı’nın kalbinde, güneşli dokular ve havuz başındaki sakin anlarla anlatılan huzurlu bir kaçış.

Alaçatı’nın tam merkezinde, Voger Köyiçi sanki sessizce “dur” tuşuna basılmış bir an gibi hissediliyor. Amacımız bu kaçış duygusunu, şehrin canlılığını geride bırakmadan aktarmaktı. Mavi gökyüzü, taş duvarlar ve bol yeşillik arasında otelin sakin ritmine odaklandık.

Mekânı önce uzun kaktüslerin arasından görünen tabelayla tanıttık, ardından içeri adım atarak temiz beyazlar ve sıcak doğal malzemelerle karşılaşan bir akış kurduk. Işığın duvarlara nasıl yerleştiği, ahşabın gün içinde ton değiştirdiği ve yansımaların havuz yüzeyinde nasıl titreştiği kompozisyonların temelini oluşturdu.

Havuz kenarında tatilin temposunu belirleyen anları topladık. Sandalyenin dokusu, masaya düşen bir bardağın gölgesi, öğleden sonra içkisinde buzların üzerinde bekleyen kirazlar… Bu detaylar otelin rahat ve kendiliğinden karakterini neredeyse dokunulabilir hâle getirdi.

Günün farklı saatlerinde ışığı takip ederek atmosferin nasıl değiştiğini gösterdik. Sabahın berraklığı, öğlenin parlaklığı ve geç öğleden sonranın derin yumuşaklığı her köşeye yeni bir hikâye verdi. Renklerde doğallığı ve dengeyi koruduk; mavilerle yeşilleri ahşabın sıcak tonuna nefes alan bir karşıtlıkla yerleştirdik.

Odalardan ve olanaklardan öte, burada olma hissini anlatmak istedik. Voger Köyiçi, Alaçatı’nın canlılığının içinde saklı, yumuşak bir sığınak… Bir anlığına yavaşlayabileceğin ve günü kendi ritmine göre akıtabileceğin bir yer.